
Charles Angrand (1854 – 1926)
Fransız Pointilist Ressam Charles Angrand 1854’te Criquetot-sur-Ouville’de doğdu. Sanatçı Rouen’de Peinture et de Desin Rouen’de resim eğitimi aldı. Paris Beaux-Arts’ta genel olarak başarılı addedilmemesine karşın, resimde empresyonizmi, kendine has bir teknikle yorumlayarak tartışmalı bir üne sahip oldu.
1875’te Paris’e gitti ve burada kendisini güçlü bir şekilde etkileyen Jean Baptiste Camille Corot‘un retrospektif sergisini gezdi. Angrand’ın Pointillist teknikleri farklılık göstermekteydi. Parlak kontrast renkler kullanan Seurat ve Signac’tan daha yumuşak bir palete sahipti.
Angrand, gölgeleri arttırmak ve uygun tonu sağlamak için çeşitli renkteki noktaları kullanırken, diğer birçok Neo-Empresyonist eserde bulunan güçlü renk kullanımına girmedi. Üstünde kendi portresi olan, aynı zamanda ışık ve gölgenin hassas kullanımını da gösteren monokrom pastel boya çizimleri Signac tarafından başyapıt olarak değerlendirildi. Çalışmalarını Les Indépendants, Galerie Druet, Galérie Durand-Ruel ve Bernheim-Jeune’da ve ayrıca Rouen’de sergiledi. Eserleri Brüksel’de 1891 sergisinde görüldü.
1882’ye kadar Paris Collége Chaptal’da öğretmenlik yaptı. Paris’in ilerici sanat çevresiyle irtibata geçti. 1884’de Salon des. Indépendants’ın kurucuları arasında yer aldı. Çoğunlukla kır manzaraları ve mutfak bahçelerini konu olarak aldı. Monet ve Camille’nin fırça vuruşlarından etkilendi.
1890’lı yılların başlarında, resimden vazgeçti, bunun yerine, sembolist yoğunluğunda kırsal sahneler ve anne ve çocuk tasvirlerini içeren desen ve pasteller üretti. Bu süre zarfında, ayrıca Les Temps nouveaux gibi anarşist yayınlar için resimler çizdi.
SANATÇININ ESERLERİNİ GÖREBİLECEĞİNİZ GALERİ SAYFASI
Sanat Anlayışı
Charles Angrand’ın sanat anlayışı, Neo-Empresyonizm ile kırsal gerçekçiliği birleştiren şiirsel bir yorum üzerine kuruludur. İlk dönem eserlerinde Empresyonizm’in etkisi görülse de, 1885’ten sonra Seurat’nın etkisiyle noktacılığa yöneldi. Bu teknikle yaptığı eserlerde, ışık ve renk geçişlerini küçük renk noktacıklarıyla inşa etti. Ancak Seurat ve Signac’ın aksine, Angrand’ın paleti daha yumuşak, tonları ise daha soluktur. Onun noktacılığı, daha içe dönük ve duygusal bir anlatı sunar.
Sanatçının konu tercihleri arasında en çok dikkat çeken, kırsal sahneler, köylü yaşamı ve sade günlük anlardır. Özellikle köylü kadınlar, tarlalar, küçük kasaba manzaraları gibi temaları işlerken figürlerine dramatik değil, içtenlikli ve huzurlu bir ruh hali kazandırmıştır. Renkleri duyarlı bir dengeyle kullanan Angrand, ışığı yapay bir parıltı yerine doğal bir yumuşaklık içinde vermeye çalışmıştır.
Çizim ve kara kalem çalışmalarında da çok üretken olan Angrand, bu eserlerde klasik ton geçişleriyle derinlik ve duygu yoğunluğu yaratmayı başarmıştır. Pastel ve kara kalem işlerinde, neredeyse heykelsi bir modelleme anlayışıyla figürlerine güçlü bir varlık hissi kazandırır.
Charles Angrand, Neo-Empresyonist akımın önemli fakat görece az bilinen isimlerinden biridir. Sanatı, sesini yükseltmeden etkileyen, izleyiciyi sakin ve duyusal bir dünyaya davet eden bir niteliğe sahiptir. Yaşadığı dönemde çok sayıda sergiye katılmış olsa da, gösterişli bir kariyerden uzak durmuş, sanatıyla daha çok içsel bir derinlik arayışını sürdürmüştür. Bu nedenle eserleri, özellikle duygusal yalınlık ve şiirsel dinginlik arayanlar için etkileyici bir izlek sunar.