Quentin Massys Hayatı ve Eserleri

Quentin Massys (1465 – 1530)

Flaman ressam Quentin Massys 1465’de Belçika yakınlarında Leuven’de doğdu. Bir demirci olmak için eğitim alan Massys’in, bir sanatçının kızına aşık olduktan sonra resim eğitimi almaya başladığı rivayet edilmektedir.

15. yüzyılın büyük bölümünde, Aşağı Ülkelerin ressamlarının en çok toplandığı merkezler Tournai, Bruges, Ghent ve Brüksel’di. Leuven, bu dönemin sonuna doğru, Matsys de dahil olmak üzere tüm zanaatlardan işçileri istihdam ederek öne çıktı. 16. yüzyılın başına kadar Antwerp, daha sonra Bruges, Ghent, Brüksel, Mechelen ve Leuven’e karşı sürdürdüğü liderliği ele geçirmedi. Antwerp’in Saint Luke Loncası’nın bir üyesi olan Massys, bölgenin ilk önemli sanatçılarından biri olarak kabul edilir.

Massys yirmi beş yaşında Antwerp’e yerleştiğinde, kendi stili, Van Eyck ve Van der Weyden çizgisinde Flaman sanatının canlanmasına önemli ölçüde katkıda bulundu. Matsys, 1491’de Antwerp’teki ressamlar loncasında usta olduğunda Leuven’den ayrıldı.

Sanatçının eserlerinin -geleneksel Flaman eserlerinin özelliği olan- güçlü bir dini duygu içerdiği kabul edilir. Buna genellikle groteski tercih eden bir gerçekçilik eşlik eder. Massys’in ana hatlarının sıkılığı, net modellemesi ve ayrıntıların eksiksiz bir şekilde bitirilmesi, Van de Weyden’in etkisinden kaynaklanmaktadır. Van Eyck ve Memling’den, şeffaf pigmentlerin parlak zenginliğini almıştır. Çalışmaları genellikle ifadedeki ciddiyeti, en ince ayrıntısına kadar işlenmiş tasvirleri ve ışık ve gölgede hafif etkileri yansıtır. Dönemin bir çok Flaman sanatçısı gibi o da takıya, giysi kenarlarına ve genel olarak süslemeye büyük önem verdi.

En ünlü resimleri arasında iki büyük triptik sunak bulunmaktadır. Bunlar, Leuven’deki Saint-Pieter Kilisesi’nde (1507-09) Kutsal Akrabalık ya da Aziz Anne Altarpiece ve İsa’nın Defnedilişi (1508–11) çalışmalarıdır. Her ikisi de güçlü dini duygu ve detay kalitesi sergilemektedir. Bireysel ifadeyi vurgulama eğilimi, Yaşlı Adam ve Courtesan ve Kuyumcu ve Karısı gibi resimlerde belirgindir. Christus Salvator Mundi ve Namazda Bakire tablolarındaki, kutsiyet hislerini ustaca sergiler. Portreleri, Albrecht Dürer veya Hans Holbein’inkinden daha öznel ve kişisel olmasına rağmen, her iki Alman usta tarafından da etkilendiği düşünülmektedir.