
Ansel Adams (1902 – 1984)
Amerikalı Fotoğrafçı Ansel Adams 1902’de San Francisco’nun Fillmore Bölgesi’nde doğdu. Adams ailesi, 18. yüzyılın başlarında Kuzey İrlanda’dan göç etmiş olan bir aile idi. Adams, hiperaktif ve zayıf bünyeli bir çocuktu ve sık sık hasta olmaya yatkındı. Çok az arkadaşı vardı. Erken yaşlarda doğanın güzelliğini tattı, böcekleri topladı ve Lobos Creek’i Baker Plajı’na ve Lands End’e giden deniz kayalıklarına kadar keşfetti.
Charles Adams’ın işi, babasının ölümünden sonra 1907’de Panik’in ardından ciddi maddi kayıplar yaşadı. Kaybın bir kısmı, amcası Ansel Easton ve Cedric Wright’ın babası George’a gizlice şirketin hisselerini sattıklarını, “bilerek sağladıklarını” söyledi.
1912’de ailenin yaşam standardı keskin bir şekilde azalmıştı. Adams’ın babasının üç inçlik bir teleskobu vardı ve babası ile amatör astronomi hobisini coşkuyla paylaşıyorlardı. Babası daha sonra 1925’ten 1950’ye kadar Pasifik Astronomik Derneği’nin saymanlığını yaptı.
Adams’ın ilk fotoğrafları 1921’de basıldı. İlk fotoğrafları çok dikkatli bir kompozisyon ve ton dengesine sahip olduğunu gösteriyordu. Adams kısa bir süre boyunca elle renklendirme kullandı, ancak 1923’te bunu artık yapmayacağını açıkladı. 1925’te keskin odaklanmaya, yüksek kontrasta, hassas pozlamaya ve karanlık oda işçiliğine dayanan daha gerçekçi bir yaklaşımı benimsedi.
1930 sonrası
1929 ve 1942 yılları arasında Adams’ın işleri olgunlaştı ve daha da oturdu. 1930’lar onun için özellikle deneysel ve üretken bir dönem oldu. Yapıtlarının teknik yelpazesini genişleterek, dağlardan fabrikalara kadar geniş formların yanı sıra ayrıntılı yakın çekimlere vurgu yaptı.
Bender ile tanıştı ve şair Robinson Jeffers, sanatçılar John Marin ve Georgia O’Keeffe ve fotoğrafçı Paul Strand ile tanıştığı, Taos, New Mexico’ya gitti. Konuşkan, yüksek ruhlu doğası, mükemmel piyano çalmasıyla birleştiğinde, onu sanatçı arkadaşları arasında popüler yaptı. İlk kitabı Taos Pueblo, 1930 yılında, yazar Mary Hunter Austin tarafından yazılmış bir metinle yayınlandı.
Imogen Cunningham, Edward Weston, vb. fotoğrafçılarla Group F/64’ü kurup, bu akınım kurallarını kılıkırk yararcasına uyguladı. 1937’de Kaliforniya’da Yosemite’ye yerleşip, 1940’tan sonra ülkenin ulusal parklarında çok sayıda fotoğraf çekerek, kesin çizgili, ama duyarlılığı da yansıtan fotoğraflarıyla, modern fotoğrafçılığın önde gelen adları arasında yer aldı.
Kesin çizgili fotoğrafları, daha önceki fotoğrafçıların çağrışıma dayalı yapıtlarıyla belirgin bir karşıtlık içindedir; hatta 19. yüzyıl peyzaj fotoğraflarının gerçekçi ayrıntılarını bile geride bırakır. Yalnızca siyah/beyaz çalışıp, yoğun görüntüler yaratmak için parlak ışıktan yararlanmıştır.
Adams, 22 Nisan 1984’te, Monterey, California’daki Monterey Yarımadası Topluluk Hastanesinde kalp rahatsızlığı nedeniyle öldü.
Sanat Anlayışı
Ansel Adams’ın sanat anlayışı, büyük oranda Amerikan batısının doğasıyla kurduğu derin bağa dayanır. O, fotoğrafı yalnızca belgelemek için değil, aynı zamanda estetik ve ifade aracı olarak da kullandı. Özellikle Yosemite Ulusal Parkı, Sierra Nevada dağları, Yellowstone ve Grand Canyon gibi geniş doğa alanları, onun başlıca konuları arasında yer aldı. Adams, fotoğrafın teknik yönüne büyük önem veren bir sanatçıydı. Geliştirdiği zon sistemi (zone system), görüntüdeki ışık değerlerinin hem çekim hem de baskı aşamasında hassas biçimde kontrol edilmesini sağlayarak, fotoğrafın hem teknik hem de sanatsal kalitesini artırdı. Siyah-beyaz fotoğrafın olanaklarını sonuna kadar kullandı; yüksek kontrast, dramatik ışık-gölge kullanımı ve keskin netlik onun imzası haline geldi.
Ansel Adams’ın sanatı yalnızca estetik düzeyde değil, çevresel duyarlılığıyla da önem taşır. Doğanın korunması gerektiğine inanan Adams, fotoğraflarını bu mesajı iletmek için bir araç olarak kullandı. National Park Service ve Sierra Club gibi çevreci kuruluşlarla iş birliği yaptı. Bu yönüyle, doğayı belgeleyen bir gözlemciden çok, doğanın sözcüsü olarak da anılır. Eserleri, Amerikan manzara fotoğrafçılığına yön vermiş, teknik ustalığı ve doğaya olan tutkusu sayesinde yalnızca fotoğraf tarihinde değil, çevrecilik tarihinde de önemli bir figür olmuştur. Adams’ın çalışmaları bugün hâlâ birçok müze ve koleksiyonda yer almakta, doğa fotoğrafçılığına ilgi duyan yeni nesiller için bir ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.