İçeriğe geç
ana sayfa » Sanat Ekolleri » Soyut Ekspresyonizm Akımı ve Ressamları

Soyut Ekspresyonizm Akımı ve Ressamları

    Soyut Ekspresyonizm Akımı ve Ressamları

    Soyut Ekspresyonizm | Soyut Dışavurumculuk

    Amerikan resim sanatında büyük çaplı bir hareket olan Soyut Ekspresyonizm 1940’lı yılların sonlarında başlayıp 1950’lerde Batı sanatında egemen bir trend haline gelmiştir. Soyut Ekspresyonizm akımının en tanınmış Amerikan ressamları Willem de Kooning, Franz Kline ve Mark Rothko’dur.

    Diğerleri arasında Clyfford Still, Philip Guston, Helen Frankenthaler, Barnett Newman, Adolph Gottlieb, Robert Motherwell, Lee Krasner, Bradley Walker Tomlin, William Baziotes, Ad Reinhardt, Richard Pousette-Dart, Elaine de Kooning, ve Jack Tworkov bulunmaktadır.

    Bu sanatçıların büyük çoğunluğu New York’da yaşayan, çalışan ya da bir süreliğine orada bulunmuş kişilerdir. Kabul edilmiş bir isim olmasına rağmen, Soyut Ekspresyonizm, bu sanatçıların yarattığı işin doğru bir tanımı değildir.

    Aslında bu hareket hem teknik hem de ifade unsurları bağlamında birbirinden farklı birçok stil içeriyor. Fakat, farklılıklara rağmen Soyut Ekspresyonizm eserleri çeşitli esas özellikleri paylaşmaktadırlar.

    Öncelikle hepsi temelde soyuttur – yani; görünür dünyadan çizilmeyen formları betimlerler. Bunlar, duyguların özgür, özgün ve kişisel bir biçimde ifade edildiği eserlerdir.

    Sanatçılar, ekspresyonist nitelikleri uyandırmak için (örneğin; duygusallık, dinamizm, şiddet, gizem, lirizm) resmin değişken fiziksel karakterini kullanarak teknik açıdan özgür bir anlayışla hareket ederler. Yaratıcı bilinçaltının sanat gücünü göstermek için, Sürrealizmdeki otomatizme benzer doğaçlama ve ruhsal bir yaklaşımla, çalışılmamış ve sezgisel bir uygulama yolu izlenir. Bu akım ayrık ve ayrılabilir ögelerden oluşan geleneksel anlayışla kurulmuş kompozisyonun terk edilip, yerine yapısız alanda, tek, birleşik, farklılaşmamış alan, ağ veya başka bir görüntünün getirilmesini simgeler.

    Biyomorfik şekiller ve güçlü fırça darbeleri

    Resimler, tuvalleri, yukarıda bahsettiğimiz görsel etkiyi vermek için merak uyandırıcı bir güçle doldurmaktadır. Erken Soyut Ekspresyonistlerin iki önemli öncülü vardı. Serbest, hassas doğrusal ve sıvı boya uygulamasıyla düşündürücü biyomorfik şekiller oluşturan Arshile Gorky ve soyut ama konvansiyonel olarak birleştirilmiş eserlere dinamik ve güçlü dokulu fırça darbeleri uygulayan Hans Hofmann.

    Soyut Ekspresyonizmin üzerindeki bir diğer önemli etki, 1930’ların sonlarında ve 40’lı yılların başlarında Avrupa’daki Nazi baskısından kaçan bir dizi Avrupalı sürrealist ve avangard sanatçının Amerika kıyılarına gelişidir. Bu sanatçılar, New York şehri ressamlarını teşvik ederek onlara Avrupa resim sanatı hakkında derin bir algı kazandırmışlardır. Soyut Ekspresyonist hareket genellikle Willem de Kooning tarafından 1940’ların sonları ve 50’lerin başında yapılan resimlerle başlamış olarak kabul edilir.

    Soyut Ekspresyonizm ve üç genel yaklaşım

    Soyut Ekspresyonizm hareketi, içerdiği çeşitliliğine rağmen, üç genel yaklaşıma ayrılabilir. Birincisi olan Eylem resmi, karakteristik olarak süpürme hareketi ya da kesik fırça darbeleriyle, boyayı doğrudan tuval üzerine damlatmak veya dökmek gibi, kısmen seçkisiz teknikler ile yapılan gevşek, hızlı, dinamik ya da kuvvetli bir boyama türüdür. İlk olarak Pollock, karmaşık boyaları heyecan verici ve düşündüren lineer modellere dönüştürmek için ham tuval üzerine ticari boyalar damlatmak suretiyle eylem resmi yaptı. De Kooning ise zengin renkli ve dokulu görüntüler oluşturmak için son derece güçlü ve etkileyici fırça darbeleri kullandı. Kline, beyaz bir tuval üzerinde siyah süpürme darbeleri kullanarak keskin ve anıtsal formlar oluşturdu.

    Soyut Ekspresyonizm içerisindeki orta zemin, çeşitli stillerle temsil edilir. Bunlar Guston ve Frankenthaler’ın resimlerindeki gibi daha lirik ve hassas görüntü ve akışkan şekillerden, Motherwell ve Gottlieb’in daha net yapılandırılmış, güçlü, ve neredeyse kaligrafik resimlerine kadar çeşitlilik göstermektedir. Üçüncü ve duygusal ifade oranı en az olan yaklaşım Rothko, Newman ve Reinhardt’ınkidir.

    Bu ressamlar, sakin, incelikli ve neredeyse meditasyona yönelik etkiler elde etmek için düz renk ve ince, yarı saydam boya alanları kullanmışlardır. Yumuşak kenarlı, katı renkli dikdörtgen alanların geniş ölçekli kombinasyonlarından oluşan parıltı eğilimli çalışmalarıyla Rothko, olağanüstü bir renk alanı ressamıdır. Soyut Ekspresyonizm, 1950’lerde hem Amerikan hem de Avrupa sanat sahneleri üzerinde büyük bir etkiye sahipti. Akım, savaş sonrası yıllarda modern resmin yaratıcı merkezinin Paris’ten New York’a kaymasını belirtmektedir. 1950’lerin devamında, renk alanı ressamlarının genç takipçilerinin sayısı gitgide arttı ve 1960’larda akım ressamları, eylem ressamlarının yüksek oranda ifade yüklü tarzından genel anlamda bir uzaklaşma gösterdiler.


    AKIMA MENSUP RESSAMLARIN LİSTESİ (BİYOGRAFİLERİ VE ESERLERİ)


    CANVASTAR®

    Türkiye'nin En Zengin ve Kaliteli Kanvas Tablo Koleksiyonu

    Siteye Gidin